Dünyanın Dört Bir Yanından Öğretmenler Anlatıyor: Okula Dönüş Zor Ama Mutluluk Verici – 1

Dünyanın Dört Bir Yanından Öğretmenler Anlatıyor: Okula Dönüş Zor Ama Mutluluk Verici - 1

Pandeminin ilk günlerinde Dr. Anthony Fauci, zaman çizelgelerine duyulan haklı istekle ilgili olarak, “Zaman çizelgesini siz değil, virüs oluşturacak,” demişti. Bu basit açıklamanın gerçekten ne ifade ettiği, sonu belli olmayan kriz dönemi devam ettikçe daha da netleşti.

Hala birçok bilinmeyen olsa da, dünyadaki bazı ülkeler okulların ve diğer kurumların kapılarını açmaya başladı. Bazı ülkeler ise okulların açılışını sonbahara erteledi.

Okullarda “yeni normalin” dünya genelinde nasıl göründüğünü anlamak için sosyal medya üzerinden okula geri dönen öğretmenlere ulaştık. Çok sayıda geri bildirim aldık: 50’den fazla ülkeden 600’ün üstünde öğretmen okullarının yeniden açılma politikalarıyla ilgili detaylı açıklamalarda bulundular. İşte dünya çapındaki eğitimcilerden alınan cevapların bir sentezi. Umarız işinize yarar.

Büyük Resme Bakılırsa İşler İyi Gidiyor

Görüştüğümüz birkaç öğretmen salgının yeniden yükselişe geçmesinden korktuğunu belirtse de, öğretmenlerin büyük çoğunluğu kendilerinin ve öğrencilerin okula dönmekten mutlu olduklarını ifade ediyor.

Tüm yeni kurallara ve kısıtlamalara rağmen küçük yaştaki öğrenciler “sabahları okul servisinden ağızları kulaklarında iniyorlar” ve arkadaşlarını ve öğretmenleri tekrar görebilmekten ötürü müthiş bir sevinç duyuyorlar, diyor Hollanda’da ilkokul müdürü olan Laura Landers. Çin’de lise biyolojii öğretmenliği yapan Christopher Noordhoek’ın öğrencileri ise “salgın en tepe noktasına ulaştığı sıralarda anksiyete ve depresyonla mücadele ediyorlardı.” Okula dönüş onlara “yalnızca bir normallik ve rutin hissiyatı kazandırmakla kalmadı, aynı zamanda birbirlerine destek olan arkadaşlarına ve öğretmenlerine kavuştular.”

Okula dönüş kusursuz olmaktan çok uzaktı. Öğretmenler bu süreç boyunca “yorgun” ve endişeli hissettiklerini; öğrenme eğrisinin hala uzaktan eğitime doğru yükselişte olduğu belirttiler. Kimisi okula dönmek için henüz erken olduğunu düşündü. Ancak yine de, konuştuğumuz öğretmenlerin çoğu öğrencilerin sınıflarda etkili bir biçimde öğrendiği, okula dönüşün iyi bir fikir olduğu ve her ne kadar zorlayıcı olsa da teknoloji entegrasyonunun dünya çapında eğitim bilimini geliştirdiği konusunda hemfikir.

Dönüşümlü Okul Günleri Yeni Normalin Bir Parçası

Sosyal mesafeyi korumak için yapılan karmaşık hesaplar – giriş ve çıkışları, okul içi geçişleri ve oturma düzenini ayarlamak gibi – hareket halinde çok fazla insan olduğunda bozulma eğilimi taşıyor. Öğretmenler, çocukların sınıftan çıkmak veya ateşlerini ölçtürmek üzere sıraya girdikleri sırada kalabalık oluşturduklarını kabul ediyorlar. Ne de olsa küçük çocuklar kuralları çabucak unuturlar. Auckland, Yeni Zelanda’da lise öğretmeni olarak görev yapan Constance McCombe, “Sosyal mesafe özellikle ergenler için imkansız. Yakınlaşıyorlar, birbirlerine dokunuyor ve sarılıyorlar.” diyor.

Kuralların ve protokollerin kısıtlanması konusunda gerçekçi olmak büyük önem taşıyor. Görüşmelerimizde dünyadaki pek çok okulun – Yunanistan, Hollanda, Almanya, Singapur, Kanada ve Kıbrıs gibi ülkeler – sorunun kökü olan aşırı kalabalıklaşmayı engellemek adına sınıfları ikiye böldüğünü ve dönüşümlü günlük programlara yöneldiğini gördük.

Danimarka’da dersler mümkün olduğu kadar açık havada yapılıyor.

Laury Landers, dünyanın dört bir yanında benimsenmeye başlanan yeni yaklaşımın Hollanda’da uygulandığını söylüyor. “Sınıfın yarısı Pazartesi ve Perşembe günleri okula geliyor, bu sırada diğer yarısı derse uzaktan katılıyor. Sonra bu iki grubu değiştiriyoruz.” Çarşamba günleri öğrencilerin tümü uzaktan eğitim görüyor, okul binası baştan aşağı derinlemesine temizleniyor, özel desteğe ihtiyaç duyan öğrenciler daha çok bireysel ilgi görüyorlar ve eğitimciler dersleri planlayarak sistemde açığa çıkan sorunlara ve aksaklıklara yönelik önemli toplantılar gerçekleştiriyorlar.

Dönüşümlü okul günü yaklaşımını etkileyen bazı değişkenler var. Örneğin bazı okullar, öğrencileri sabah ve öğleden sonra grupları olarak ikiye ayırmayı denedi, ancak biz bunun daha karmaşık bir çözüm olduğunu düşünüyoruz ve Launders düşüncemize katılıyor. Singapur Eğitim Bakanlığı’ndan bir çalışan, öğrenci gruplarının farklı haftalarda okula gittiğini bildiriyor. Avustralya’daki bazı okullar ise ilk çözüm olarak farklı seviyelerdeki sınıflara haftanın yalnızca bir günü okulda eğitim veriyor.

Ne Yaparsanız Yapın Teknolojiye İhtiyacınız Olacak

Fransa’da ortaokul öğrencileri bilgisayarda ders yapıyor.

Online eğitimin yardımı olmadan okulları tamamiyle açmanın bir yolu yok gibi görünüyor. Bu gerçeği küresel ölçüde ortaya çıkaran şaşırtıcı bir dizi faktör mevcut.

Kanada’da özel gereksinimli çocuklarla çalışan bir personel, tıbbi açıdan hassas öğrencilerin evde kaldığını ve online desteğe ihtiyaç duyduklarını bildirdi. İlkokul öğretmeni Erin Comaskey, Hollanda’da okullar yeniden açıldığında “ailelerin yaklaşık yüzde 50’sinin kampüse dönmek yerine uzaktan eğitime devam etmeyi seçtiklerini” iletti ve Yeni Zelanda, Almanya ve İsrail gibi ülkelerden de benzer hikayeleri duymaya devam ediyoruz. Farklı ülkelerden bazı hassas öğretmenler de evde kalmaya devam ettiklerini ve başka bir meslektaşları tarafından denetlenen sınıflarına Zoom aracılığıyla ders anlattıklarını söylediler. Çin’deki bir okulda görev yapan birkaç öğretmen ise ülkenin kapalı sınırlarının diğer tarafında sıkışıp kaldıkları için uzaktan öğretime başvurdu.

Ama bu hikayenin sadece bir parçası. Topluluğun hassas üyelerini korumak adına personel toplantıları da online ortamda yapılıyor ve okul kurullarının toplantıları genellikle binadaki sınıflara eşzamanlı yapılan yayınlar şeklinde gerçekleşiyor. Ters-yüz edilmiş sınıflar ve harmanlanmış yaklaşımlar dünyanın dört bir yanında yeni ve devamlı modeller olarak ortaya çıkıyor. Yunanistan’da ikinci sınıf öğretmenliği yapan Erato Kostopoulou, büyük bir heyecanla, “Selanik’teki bir okulla yarıştığımız çevrimiçi bir münazara turnuvası bile düzenledik ve her şey yolunda gitti!” diye anlatıyor.

Belki de en önemli nokta şu; virüsün yeniden yayılması ve okulların açılışını ertelemesi ya da tekrar kapanmasına sebep olması – Fransa, İsrail ve Güney Kore’de olduğu gibi – durumunda güçlü bir teknolojik altyapı esneklik ve devamlılık sağlayabilir. Örneğin, Çin’de öğrencilerdeki önemli öğrenme kayıplarını telafi etmek için teknolojinin yardımıyla takviye dersler yapıldı.

Devamı gelecek…

Kaynak: https://www.edutopia.org/article/teachers-around-world-tell-us-reopening-tough-joyful