Haftanın Kitabı: Yetişin Gençler/Ergenlikten Yetişkinliğe Geçiş Kılavuzu

Haftanın Kitabı: Yetişin Gençler/Ergenlikten Yetişkinliğe Geçiş Kılavuzu

“Ergenlik; başlangıcı biyolojik,

bitişi ise kültürel olarak belirlenen bir gelişim dönemidir.”

M.Ö. 350’de Yunan filozof Aristoteles o günkü gençliğin durumuna ilişkin görüşünü, “Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Kaba bir şekilde yemek yiyorlar, yetişkinlere karşı saygısızlar, ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenlerini sinirlendiriyorlar.” sözleriyle dile getirir.

Aradan geçen 450 yılın ardından bu kez de Yunan şair Hesiodos gençliğe ilişkin görüşlerini tarihe not düşer: “Günümüz gençleri öyle umursamaz ki, ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. Bizlere; büyüklere karşı saygılı olmayı, ağırbaşlı davranmayı öğretmişlerdi. Şimdiki gençler kurallara boş veriyorlar. Çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar.”

Binlerce yılın ardından gençlerin durumunda bir adım gelişme yok desek abartmış olmayız. Görünen o ki, insanlık tarihi boyunca gençler hiçbir zaman büyüklerini memnun edememişler. Oysa medeniyetin gelişmesinde büyüklerin pek de beğenmediği gençlerin izlerini yadsıyamayız, öyle değil mi?..

Prof. Dr. Selçuk Şirin’in “Yetişin Gençler” kitabından söz etmeye başlamadan önce haydi gelin gözlerimizi bir kez daha tarihe çevirelim. Sokrates bir gün asistanına sorar, “Bak bakalım sınıfta kaç kişi var?” Asistan gider, gelir ve “Bir kişi” der. Bu yanıtın üzerine Sokrates çok sayıda öğrenciyi sınıfa girerken gördüğünü söyler. Asistan cevap verir: “Hocam, kapının önünde bir taş vardı, herkes üzerinden atladı, bir Platon eğilip kaldırdı.”

Prof. Dr. Selçuk Şirin “Yetişin Gençler” kitabıyla; üzerinden geçilen, etrafında dolaşılan, çeşitli ezberlerle açıklanmaya çalışılan bir meseleyi olduğu yerden eğilip almış ve bilimsel veriler eşliğinde, sade, samimi, somut bir dil ve zarif bir üslupla aktarmış. Prof. Şirin bir önceki kitabı “Yetişin Çocuklar”da insanın bebeklikten ergenliğe kadar olan dönemine yer vermiş, ergenlik dönemine ise kısa bir bölüm ayırmıştı. Yetişin Gençler kitabı bu yönüyle bir önceki kitabın tamamlayıcısı niteliğini taşıyor.

Bu noktada Prof. Dr. Selçuk Şirin’in kitabı yazma amacına, onun cümleleriyle yer vermekte yarar var: “Amacım, her bir gencin sağlıklı, mutlu ve başarılı olabilmesi için gerekli adımların atılmasına aracı olmak. Bu kitapta, ergenlik dönemine ait temel bilimsel verileri, kendi ebeveynlik tecrübem ve küçük bir köyden New York’a ulaşan gençlik hikâyemle yoğurarak anlattım. Koşullar ne kadar kötü olursa olsun, tarih boyunca insanlık, genç kuşaklarla kendini yeniledi.”

Prof. Dr. Selçuk Şirin bu sözlerinin hemen ardından “O nedenle benim de umudum gençlerde…” diyerek kitabında şu soruların yanıtını veriyor:

Çocukluk ne zaman bitiyor, ergenlik ne zaman başlıyor?

Genç beyin nasıl çalışır, nasıl gelişir, nasıl desteklenir?

Gençler neden risk almayı sever?

Gençlerde beden algısı nedir ve nasıl değişir?

Duygusal zekâ nedir, nasıl kazanılır?

Şimdiki gençler neden âşık olmuyor?

Kimlik arayışında yaşanan temel sıkıntılar nelerdir?

Ergenlik döneminde gençleri bekleyen okul korkusu, akademik başarısızlık, depresyon, bağımlılık, obezite gibi sorunlarla nasıl başa çıkarılır?

Gençlerin fiziksel, duygusal ve sosyal gelişiminde ebeveynlerden eğitimcilere tüm yetişkinlere düşen görevler nelerdir?

Kariyer arayışı ne zaman başlar, zirveye giden yolda gençleri bekleyen dört adım nedir?

Fırtına ve Stres Dolu Bir Dönem Olarak Ergenlik
“… Ergenlik iddia edildiği gibi hem ergenler hem de onları yetiştirenler için doğal bir felâket değildir. Bu dönemde yaşanan stresin diğer dönemlerden daha fazla olduğu bir gerçek olabilir ama bu gerçeklik büyük oranda bireyden bireye, aileden aileye, kültürden kültüre değişiklik arz etmektedir. Bu kitapta bir taraftan ergenliğe özel olan stres noktalarının altını çizerken, diğer taraftan da bu stresli dönemde ergenlerle yaşayan yetişkinler açısından bu döneme özel stresle nasıl başa çıkılabileceğini konuşacağız.”

Kitabında, ergenlik dönemindeki gençlerin; ebeveynleriyle yaşadığı çatışmalar, duygusal sıkıntılar ve risk davranışları olmak üzere üç temel alanda yaşadığı zorlukların altını çizen Prof. Dr. Selçuk Şirin kitapta ayrıca, ergenlik dönemine ilişkin gençlerin dile getirdiği cümlelere de yer vererek, sürecin pek çok genç insan tarafından nasıl da bir felâket olarak algılandığına okuyucunun da tanıklık etmesine olanak sunuyor.

Gençleri anlamak için geniş bir çerçeveden bakmak gerektiğini ifade eden Şirin, onları yalnızca kendilerinden kaynaklı psikolojik faktörlerle değerlendirmenin yeterli olmadığına değiniyor ve çevresel faktörlerin de belirleyici olduğuna dikkat çekerek, Rus kökenli Amerikalı gelişim psikoloğu Urie Bronfenbrenner’in Ekolojik Sistemler Teorisi’ne göndermeler yapıyor.

Bölüm sonlarındaki “Ebeveynlere Not”ların tekrar tekrar okunmaya değer olduğunu belirtip, kitapta altını çizdiğim satırları da sizlerle paylaşmak isterim:

Hayatımız boyunca beynimiz yalnızca iki gelişim evresinde hızlı ve büyük bir dönüşüm yaşar. İlk evre hayata atıldığımız ilk yılları içine alan erken çocukluk dönemi, ikinci evre ise ergenlik dönemi.

Ergenliğe geçiş öncesi çocukları olası değişimlere iyi bir şekilde hazırlamak, bu geçiş sırasında onları yalnız bırakmamak hem ebeveynler hem de eğitimciler için önemli bir ödevdir.

Çevrenin sunduğu olanaklar, ergenlik dönemi gençleri zihinsel becerileri bakımından birbirinden ayrıştıran en kritik dönem. O nedenle ergenlik dönemini, zihinsel potansiyelimizi artırmak için yetişkinlik öncesi son fırsat olarak görmek abartı olmayacaktır.

Ergenlik döneminde gerekli çevresel desteğe sahip gençlerde üç temel kazanım elde edildiğini görüyoruz. İleri muhakeme becerisi, soyut düşünme becerisi, düşünmeyi düşünme becerisi.

Gençlerin ileri zihinsel becerileri kazanabilmesi için deneyime ihtiyaçları var. Bu deneyimlerin mümkün olduğu kadar geniş bir alanda, farklı uğraşlarla gerçekleşmesi sağlıklı beyin gelişimi için olmazsa olmaz.

Risk almadan, denemeden ergen beyninin sağlıklı bir şekilde gelişmesi mümkün değil. Bir fanusta, tüm risklerden korunaklı bir şekilde yetişen ergenler, kendi zihinsel potansiyellerini gerçekleştirmekten mahrum kalacaklardır.

Ders vermeyin, diyalog kurun.

Duygusal olarak çocukluk döneminde eksik kalınan noktaları, ergenlik döneminde artan zihinsel kapasite ve ısrarlı çevresel destekle bir noktaya kadar aşma fırsatı doğuyor.

Gençlerin başarılı bir yetişkin olabilmeleri için onların sağlıklı bir öz farkındalık geliştirmeleri gerekiyor.

Kimlik arayışını erteleyen gençler, ergenlik döneminde verilmesi gereken önemli kararı ertelemenin faturasını yetişkinlik dönemlerinde öderler.

Bu kitap, başta öğretmenler olmak üzere; bir zamanlar kendisinin de başında kavak yellerinin estiğini hatırlayan yetişkinler, kendi kimliğini ve benliğini anlama yolculuğunda olan zamane gençleri, bir gençle birlikte büyümenin zenginliğini fark eden anne-babalar ve “Bütün Ümidim Gençliktedir!” sözünü şiar edinip gençlerle çalışma şansına sahip olan tüm yetişkinler içindir.

Mürşide Demirkol

Eğitim Uzmanı – Profesyonel Koç

www.mursidedemirkol.com