Öğretmenler, hatalarını irdelemelerinin öğrencilerin öğrenimleri için ne kadar önemli olduğunun farkındalar. Ancak, öğrencileri hataları üzerine düşünmeye teşvik etmek oldukça zor. Bazı öğretmenler, öğrencilerin notlara değil, öğrenmeye odaklanmalarını sağlamak için not vermeyi tümden bırakmış durumda. Diğer eğitimciler için ise bu çok uç bir yöntem. Amerika, California’daki King Ortaokulu’nda 7. ve 8. sınıf matematik öğretmenliği yapan Leah Alcala, herkesin benimseyebileceği bir not verme yöntemi geliştirdi.
Alcala, “Standart yöntemle not verdiğim zamanlarda, öğrencilerimin yalnızca sınav kağıtlarında notlarının yazılı olduğu yere baktıklarını, buna göre matematikte iyi veya kötü olduklarına karar verdiklerini ve kağıtlarını bir daha göz atmadan geri teslim ettiklerini fark ettim,” diye anlatıyor.
Alcala artık, öğrencilerin sınav kağıtlarına not yazmıyor ve yaptıkları hataları işaretliyor. Onlara neyi yanlış yaptıklarını söylemiyor, hatalarını kendileri buluyorlar.
“Sınav kağıdına not yazmayarak şunu gerçekleştirdiğimi düşünüyorum: Öğrenciler önce matematik adına ne yaptıklarını sorguluyorlar, notlarını sonra düşünmeye başlıyorlar,” diyor Alcala.
Başlarda, soruların puan değerleri ve aldıkları notlarla ilgili birçok soru gelmiş öğrencilerden. Alcala’nın, öğrencilerine yedinci sınıfta matematiği gerçekten öğrenmenin notlardan çok daha önemli olduğunu sık sık hatırlatması gerekmiş.
Bu yöntemde, öğrenciler kağıtlarını gördükten bir gün sonra sistemden notlarına bakabiliyor ve hataları üzerine düşündükten sonra sınava tekrar girme şansına sahip oluyorlar.
Alcala ayrıca, sınavda yapılan ortak hataları tahtaya yansıtarak sınıfa sunuyor ve sonuçları beraber tartışıyorlar. Böylece öğrencilerin hatalarına bakma ve nerede yanlış yaptıklarını görme şansı oluyor. Bu yöntemin bir başka avantajı da, Alcala’nın puan kırmadığı ancak iyileştirilebilir olduğunu düşündüğü ve öğrencilerin dikkatini çekmek istediği noktaları gösterebilmesi. Örneğin, öğrenciler matematik işlemlerini doğru yapmış olsalar da dört işlem problemlerinde sayıları doğru yere koymamış olabilirler. Bu sayede Alcala, öğrencilere sayıların önemini hatırlatma imkanına sahip oluyor.
Notlandırmayı iki adımda tamamlıyor. Önce, sınavı baştan sona okuyor ve hataları belirliyor. Bazen, öğrenciler problemi çözerken çok erken bir hata yapıyorlar ve bu yüzden yanlış bir cevap ortaya çıkıyor, ancak geri kalan işlemlerin hepsi doğru oluyor. Bazen de erken yapılan hatayı daha fazla hata takip ediyor. İki durumdaki öğrenci de teknik olarak yanlış cevabı vermiş olsa da, farklı puanlamaya tabi tutuluyor.
Alcala, sınav kağıdını okuduktan sonra hata türlerini belirlemek için bir de bütünsel olarak bakıyor tüm cevaplara. Çocuk aynı hatayı tekrar tekrar mı yapıyor? Yoksa başka türlü hataları mı var?
“Sınavları bu şekilde okumak daha uzun sürmüyor,” diyor Alcala. “Uzun sürer diye korkuyordum açıkçası. Ama kağıtları aynı sürede okuyorum ve bu yöntemle daha fazla keyif alıyorum.”
Öğrencilerinin, ortaokulda risk daha azken hatalarını incelemenin ne kadar önemli olduğunu anlamalarını ve kendi sınıfından mezun olduktan sonra da bu alışkanlığa devam edeceklerini umuyor.
Kaynak: https://www.kqed.org/mindshift/52456/a-grading-strategy-that-puts-the-focus-on-learning-from-mistakes